BENİ YÖNLENDİREN RENKLER

.

A NOTE FOR YOU

Welcome to my blog. Here, You will find my oil paintings, acyrilic paintings on wood/fabrics, necklaces-earrings-bracelets. Crochet, decoupage, embroidery, cross stitches, some interesting and colourful pictures are going to draw your attention. Please, let me say to thank you to give me the soul of share with you. Enjoy it! Please feel free!



........................................................................................BİR TIK DA BU ADRESLERE .........................................................................
* * * * * * * * * http://mayri-hayriyenin-emailleri.blogspot.com * * * * * *http://babanneninelemekleri.blogspot.com/* * * * * * * * *

17 Kasım 2009 Salı

HAYATIMDAN SAYFALAR....


Merhabalar,





Bu sene iki kursa gidiyorum. Resim ve Takı.


Ancak gittiğim kurs sayısı az olmasına rağmen yine de kendime zaman ayıramıyorum. Ne yapıyorsun derseniz ortada yaptığım bir şey de yok....... ele, dişe, göze gelen.


Hep bir halsizlik ve yorgunluk peşimi bırakmıyor. Bir sürü doktor kontrolünden geçtim. Önemli hiç bir şey de yok. Dişe dokunur bir kansızlık var. Sürekli demir ilacı al dur.


Ama yine de eksik ve yanlış giden bir şeyler var. Havadandır havadan......


Tembelliğim ................. diz boyu.................... yok yok belime kadar çıktı artık.




Geçtiğimiz hafta biraz yoğun geçti.


Haftanın ilk üç günü takı kursum var. Ama bu hafta sadece Çarşamba günü birkaç saat gittim. Aşağıda gördüğünüz taftayı çanta yapmak için boncukla işlemeye başladım. Önce cüzdan başladık. Sonra normal çanta yapacağım.





Perşembeye kadar iyi kötü normal geçen günlerim o gün biraz hızlandı.


Perşembe benim oğlumun allerji aşısı günü idi. Öğleden sonra Kızılaya bağlı olduğum sağlık kurumuna git, hastaneye sevk kağıdını al, çocuğu okul çıkışında okuldan al, birlikte hastaneye git, aşı olsun , yaklaşık bir saat kontrol için bekle sonra onu dersaneye bırak ve akşam sekize kadar dersaneden çıkışını bekle ondan sonra eve gel. Akşam dokuz. Altı yedi saat ortada dolan dur....





Cuma günleri öğleden sonra resim heykel müzesinde resim kursum var. Merkeze uzak oturduğum için onbir-onbir buçuk arası evden çıkıyoruz. Komşumla birlikte. Otobüsler tıklım tıklım olduğu için eşim bizi ana durağa bırakıyor. Yaklaşık on durak geri gidiyoruz. Oturarak gidebilelim diye. İyi kötü elimizde resim malzemelerimizde oluyor. Akşam beşe kadar tuvalle boyalarla boğuşuyoruz. Çıkışa doğru çalışmamız bir hızlanıyor tam zevkle çalışırken o günkü kurs bitiyor. Haydin evlere ........





Bu arada hocamız Vural Yurdakul Bey de bazı rahatsızlıklar geçiriyor. Kendisine geçmiş olsun diyorum. Bizlere gösterdiği sabır ve ilgi için de ayrıca teşekkür ediyorum.


Eve dönüşümüz saat altı civarı. Cumayı da bitirdik.


Geldik Cumartesiye ... Öğlen oniki civarı evden çıktık. Eşim bizi Kızılaya götürdü arabayla. Oğlumu dersaneye bıraktık. Ben önce doktora uğrayıp ilaç yazdırdım, sonra eczaneye gittim, sonra takı kursunda çanta yapmak için tafta işliyorum ya kasnakta onun için bazı malzemeler aldım. Otobüsle eve döndüm. Saat beş. Eşimde yedi de oğlumu dersaneden aldı birlikte eve döndüler.


Haftanın son günü Pazar....


Bugün oğlumun dersanesi sabahtan onun için 7 de kalktım. Kahvaltıyı hazırladım. Eşim ve oğlum giyinirken ben bugün artık yatar uyurum öğleye kadar diye düşünüyordum. 7.25 civarında eşimin cep telefon çaldı. İstanbul'da bulunan bir yakın akrabaları vefat etmiş. Onu bildirdiler. O da buradaki annesine ve teyzesine haber verdi. Onlar gitmek için müsait değildi. Biz gitmeye karar verdik. 8.10 da evden çıktık. 8.40 da çocuğu dersaneye bıraktık. Artık o kendisi eve yalnız dönecekti. Babası kıyamıyor. Çok yoruluyorlar diye. Götürüyor getiriyor her yere.


Arabayı parka bıraktık. Aynı gün geriye döneceğimiz için ben eşime otobüs ile gitmekte ısrar ettim. Metro ile Aştiye gittik. Tam dokuzda arabalar kalkarken giden yolcu bölümündeki ilk karşımıza çıkan METRO firmasının arabasına yetiştik. Hostes kız hemen biletimizi kestirdi koştura koştura. Ve araba yola çıktı.


Daha bismillah Zırhlı birlikler civarında bu araba kazası ile karşılaştık. Taksi gri arabaya arkadan çarpmıştı. Gri arabanın arkası ve yanı berbattı. Tabi taksinin önüde gitmişti. Aceleyle cep telefonu ile resim çektim. Otobüsün ön camının ışıltısıda cama yansıdı. Tam net değil ama idare eder.



Baksanıza gri nasıl savrulup duvara tırmanmış. Duvarın teli sökülmüş yerinden. Arabanın tekerlekleri de altına katlanmış. Arkada da bir asker nöbette.



Bu çocuk anladığım kadarıyla gri arabanın şöförü. Yara bere görünmüyordu ama taksi şöförü ortada yoktu.
Allah kimseye böyle kazalar yaşatmasın diyelim.


Sonra otobanda Bolu'ya yaklaşırken çektiğim bazı resimler var. Renkler bir harikaydı.
Hava genelde bulutlu idi. Ama yağış yoktu İstanbula giderken.
Yeşilin sarının tonları çok güzeldi.


Tam istediğim manzarayı tuturamadım. Cep telefonu ile hareket halin de iken resim çekmek zor. O görüntüyü sabitleyene kadar manzara geride kalıyor.


Bu da direk manzarası.


Bazı yerlerde güneşin ışıldadığı da oldu.


Bu yerler Bolu tüneline yakındı.


Ağaçlar daha sık ve rengarenkti. Aşağıdaki resimde tam ortada alt kısımda zikzak çizen ağaca bir mutlaka resmi büyütüp bakın. Çok hoştu.



Sarılar kavuniçiler kızıl renkler uçuşup duruyordu etrafta.


Arada yeşil kalan çam ağaçları da ayrı bir güzel duruyordu.


Yol hızla akıp gidiyor ancak sabit oturmak ve hareket etmemek çok kötü.


Manzara ile kendimizi avuta avuta gittik.


Arada otlayan hayvanlarda vardı ama onları çekemedim.



Kurban bayramı için büyük şehirlere götürülen büyükbaş hayvan kamyonları vardı yollarda. Dört beş denemeden sonra ancak bu pozu yakalayabildim. İki kat yapmışlar. Üstte yemler altta hayvanlar. İçi dolu kamyonun ama hepsi koyu renk tenli olduğu ancak için biri görünüyor.


İşte böyle gidişten manzaralar bu kadar.


Metronun İstanbul Samandıra tesisine öğleden sonra 2.10 da indik. Geriye dönüş için saat 6 ya biletimizi aldık.


Ezanın okunmasına on onbeş dakika var. Servisle gitsek asla yetişemeyeceğiz. Atladık bir taksiye. Şöföre geliş nedenimizi ve namaza yetişmek istediğimizi söyledik. O da bizi Maltepe Merkez camiine ezanın bitiminde yetiştirdi.


Zennure Keşan teyzemize son görevimizi yerine getirdik. Allah rahmet eylesin.Toprağı bol olsun. Çok hoş sohbet bir kişiydi. İstanbula gittikçe onu ziyaret ederdim. Eşimle ilk tanıştığım günlerde eşimin bazı akrabaları ile onun evinde tanışmıştım. Hayriyeciğim bizim kızımız sayılır derdi. Eşi Ali Keşan da birkaç yıl önce vefat etmişti. O da çok hoş sohbetti. Allah rahmet eylesin. Zennure teyze Artvin Ardanuçlu, eşi Ali Bey Konya Karaman'lıydı. Kızları İpek'e de tekrar sabır diliyorum.


Erkekler mezarlığa gitti. Bizler eve. Helva kavruldu. Pideler, ayranlar geldi. Ananelerimize göre yapılması gerekenler yapıldı.


Bu arada bende annemi görmüş oldum. Anneme de telefonla haber vermiştim. İstanbula geliyorum diye. O da Zennure teyzeyi severdi. Annem torunum yesin diye ayva reçeli getirmiş, sehpalarıma örtü dikmiş ve işlemiş onları getirmiş, kursta kullanayım diye boncuk koymuş torbaya.........


Yalancı dünya ....................üzüntü, hasret, yorgunluk, sevinç, özlem, yeme içme, bir hayatın bitmesi, uzun süre görmediklerinle karşılaşma hep bir arada.........


Bu arada birde Zennure teyze ile Ali Bey amcaya kızının haricinde bakan Nina vardı. Sarışın,mavi gözlü, dünya tatlısı bir insan. İhtiyacı olanlara Allah onun gibi bir yardımcı versin.


4.30 da herkesle vedalaştık. Beş servisi ile Samandıraya döndük. Altıda geriye hareket ettik. Gelirken yollarda hep yağmur vardı. Ankara il sınırında kar yağıyordu. Onbir buçukta Ankaraya indik. Arabayı parktan alıp onikide eve vardık. Oğluşum uyuyordu. Onu yanağından öptüm yavaşça...... Eve döndüğümüzü hissetsin ve rahat uyusun diye...........Bu çocuklar çok biçare. Yemek bile ısıtıp yememiş. Hazır kek almış. Bütün gece onu yemiş.......





Metro otobüs firması ile ilgili bir iki notum var.


Otobüslerde geliş gidişte rahat ettik. Servis yapan elemanları çok tatlıydı. Vızır vızır su, çay, kahve.... servisi yaptılar. Güler yüzlüydü muavinler ve stajyerler.


Bolu civarındaki metro dinlenme tesisleri de temiz ve bakımlıydı. Tuvalet kısmı da tertemizdi.


Ancak İstanbul Samandıra tesisindeki tuvaletler pis ve bakımsızdı. Tuvalet kağıdı yoktu. Tuvaletlerin içindeki kapılarda eşyanızı asmak için bir askılık bile yoktu. Beş altı tanesine tek tek baktım. Kapı koluna taktığım çantam küt dedi yere düştü. Değiştirme şansım olmadığı için hiç içime sinmeden çantamı (kumaştı) kullanmak zorunda kaldım. Temizlik yapılmadığı için ortam pis kokuyordu. Koku çıksın diye hem erkek hem kadın tuvaletlerinin kapıları karşılıklı açık bırakılmıştı. Gidişte ve gelişte durum aynı idi.


Genel olarak teşekkür ederim firma personeline.


Bu arada şunu da yazmak isterim. Kullananların hiç mi kabahati yok. Elbette var. Çoğu kişi sifon çekmekten aciz. Ellerin kirlenecekse mendil, peçete ...vs kullan. Git elini sabunla.... Kağıtları ilgili kutulara at.... sosyal olmayı öğren....... arkandan orayı kullanacak olanın ve görevlinin de insan olduğunu unutma. Geçmişine dua ettir. Beddua ettirme.....




Valla özür dilerim kafanızı şişirdim.


Ama bunları yazmak içimden geldi. Her zaman bu kadar özel konularda geveze olmam.




Sağlıkla ve sevdiklerinizle beraber nice güzel günler yaşamanız ve dakikalarınızın kıymetini bilmeniz dileğiyle.




Sevgilerimle.


Herkese iyi geceler.


<:))


18 YORUM:


öykü dedi ki...
Kaza cok kotuydu mayrıcım gorunce ıcım urperdı.. sende lutfen takvıye vıtamınler al bu ara saglık konusunda cok dıkkat et kendıne sevgılerımle
Girls-on-blog dedi ki...
Önce başınız sağolsun... Sana da kansızlığından dolayı geçmiş olsun,demir ilaçlarını düzenli kullanınca kısa sürede faydasını görürsün,kansızlık anormal bir halsizlik yapiyo:( Takı kursunda yaptıklarını fırsat buldukça paylaş lütfen:) sevgiler
Serpil dedi ki...
Öncelikle eşinizin ve sizin başınız sağolsun, geride kalanlara sabırlar diliyorum..Resimler arabadan çekilmesine rağmen çok güzeller, doğanın renkleri muhteşem, bizi de gezdirdiniz vesileyle oralarda, teşekkürler :))
Elizabeth dedi ki...
Olá Mayri, Lindo seu bordado com miçangas. Linda as paisagens de Istambul. Beijos.
MAYRI dedi ki...
Olá Elizabeth, Bordados My ainda não está terminado. Ele vai ser carteira. Paisagens de Bolu. Abraçar ^ (*:*)
MAYRI dedi ki...
Serpil hanım Eşim ve ben teşekkür ederiz. Ağaçların o rengarenk halleri çok güzeldi. Fotoğraf makinam yanımda olsaydı daha güzellerini çekebilirdim sanırım. İyi akşamlar. (*:*) <:))
MAYRI dedi ki...
Girls-on-blog teşekkür ederim. İki senedir aralıklarla demir ilacını kullanıyorum. Yine kan 6-8 düzeyine düşüyor. Bu sene üç tane kole yaptım onları yayınladım Şimdi boncukla kasnakta çanta işliyorum. O bitince yine bir kolye yapacağım. Sevgilerimle. İyi akşamlar. (*:*) <:))
MAYRI dedi ki...
Teşekkürler öykücüm biraz o Rh + için geceleri kanat açıp mesai mi yapsam ne yapsam ya da Kızılay da bir köşeye çöküp bi ısırık lütfen atardamardan mı desem Evet kaza kötü olmuştu... Sevgilerimle....
CORTEYGRIF dedi ki...
Hello MAIRY What a beautiful handstich work,i love embroidery,but we need a lot of time to finish! Im not very well,A little said because i lost my father since one month,he was sick and dead,but live goes one. Thanks for sharing your green days on Turkia. happy week kiss ROSA
Leyya dedi ki...
linklerimdesin mayricim:))manzaralar çok güzel.kaza bela uzak olsun herkesten
MAYRI dedi ki...
CORTEYGRIF Hello Rosa I am so sorry because you lost your father. I know how feel you are.You are in difficult time in this days. I lost my father 29 years ago when I was 18 years old. You are not going to forget your father. Yes you are right life goes on. We are living and we have to live good life. If we have good life their soul will be in rest. All of my good wishes to you and your mom and your brothers/sisters. We went to İstanbul because my husbands aunt was dead on Sunday. We returned to Ankara after funeral. We returned immediately because my son was at home. I took some photos when I was going to İstanbul. Photographs from Bolu. Sincerely Hug and kiss <:(
MAYRI dedi ki...
Leyya Teşekkür ederim. Allah herkesi kazadan beladan uzak tutsun inşalah. <:))
Necla Arslanyıkar dedi ki...
Arkadaşım,öncelikle geçmiş olsun.Bir ara ben de kansızlık geçirdim.Kuru kayısı ile siyah üzüm iyi geldi....Geçen salı müzedeydim,Vural hocayı öyle görmek bana çok dokundu.İnanır mısın gittiğime pişman oldum.....Yol görüntüleri de çok hoş bu arada...sevgiler
Dolunay dedi ki...
gecmıs olsun , Allah rahmet eylesın , Allah kımseye kaza yasatmasın , manzara resımlerı guzeldı, wc konusundada haklısın ,bu kadar :)
Adsız dedi ki...
canım mayri demek buralar bu sayfalar seni çok meşgul ettiği için bana gelmeyi unuttun deftere yazdım seni:) başınız sağolsun allah mertcanı sana bağışlasın seni çoook öptüm sayfan muhteşem olmuş kendine iyi bak
Figen
MAYRI dedi ki...
Amanın amanın kimler gelmiş. Figenciğim uğramış. 1. Sana gelmeyi bu nedenle unutmadım. Gerçekten unuttum valla. Keşke daha önce arasaydın atlar bir arabaya gelirdim. 2. Teşekkür ederim.Teyzemiz çok tatlıydı.Allah rahmet eylesin. 3. Amin. Allah herkesin evladını kendisine bagışlasın. Allah acılarını göstermesin. 4. Sık sık ziyaretini ve düşüncelerini de yazmanı beklerim Öptümmmm.... <:))
MAYRI dedi ki...
Merhaba Dolunay Ziyaretin ve yorumların için teşekkür ederim. Umarım sende kendini daha iyi hissediyorsundur. Sevgilerimle. <:))
MAYRI dedi ki...
Merhaba Necla hanım Vural hoca inşallah kısa sürede toparlayabilir. Valla bizde üzülüyoruz. Dinlenmesi lazım. Bakalım ne yapacak. İyi akşamlar <:))

Hiç yorum yok: